25 Nisan 2013 Perşembe


Lüzinyanlar ve Angolem
      Kıbrıs halkı, 12.yüzyıl sona ermek üzereyken 1192 yılında Kıbrıs’ta egemenliğini 297 yıl sürdürecek olan Fransa çıkışlı Lüzinyanlar ile tanışır. Yeğeni Henry'nin Kudüs Kralı seçilmesi üzerine, Fransa'dan Haçlı akınlarıyla gelen zengin ve soylu Guy de Lusignan bölgede kendi egemenliğini oluşturmak hevesindedir. Bu nedenle, Kıbrıs’ı da Aslan Yürekli Richard’dan satın alır. Kıbrıs'a Orta Çağ'ın büyüleyici kültürünü taşıyan yaratıcı Lüzinyanlar, sadece Lefkoşa'yı değil adanın diğer yörelerini de görkemli eserleriyle donatırlar. Bu hakimiyet süresince kurulan yerleşim yerlerinden biri de Angolem’dir.  
      Taşpınar veya yerli halk arasındaki bilinen adıyla Angolem, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Güzelyurt ilçesine bağlı olup, Güzelyurt (Omorfo) kasabasının güneybatısında yer alan bir köydür. Köy’ün adının kökenine ilişkin en yaygın iddia, Lüzinyanlar tarafından Fransa'daki Angoulême kentinden esinlenerek oluşturulduğu yönündedir. Bu iddianın biraz daha geliştirilmiş hali de, Orta Çağ'da Angoulême'den gelen bir şövalyenin köyde yaşadığı iddiasıdır. Diğer bir iddiaya göre ise köyün adı; köyün sahibi, eski Antakya Patriği Pierre d'Angoulême'den geldiği yönündedir.
      1489 yılında Venedik hakimiyetine geçen köy, 1570 yılında ise Osmanlılar’ın eline geçer. Sakinlerinin kısmen terk ettiği köye 1570’lerden başlanarak Yörükler yerleştirilir ve 1878 yılında Birleşik Krallık hakimiyetine girer. Nitekim, köyün 44 yıl muhtarlığını yapan ve köylüler tarafından çok sayılıp, sevilen merhum Arif Salih Aktoprak da Angolemliler’in soyunun Osmanlı’ya ve Anadolu’ya dayandığını fakat köylerinin Lüzinyan köyü olduğunu belirtmekteydi.   
      Lüzinyanlar bu köyde bulundukları zamanda bir kilise yapmışlardır. Kilisenin kalıntıları 20. yüzyılın başlarına kadar görülebilmesine rağmen şu an kilisenin yerinde hiçbir şey bulunmamaktadır. Köylüler, buraya halen daha Kilise Lakşası demektedirler. 1950’li yıllarda, Fransa'dan köye bir mektup gelir ve mektupla köydeki kilisenin durumu hakkında bilgi sorulur. Bu da Fransızlar’ın kendi yaptıkları kiliselerinin kaydını bir yerlerde tuttuklarının ve onlar için bu kilisenin öneminin bir göstergesidir.   
      Kıbrıs’ın bu güzel ve küçük köyü bir zamanlar çok üniversite mezunu yetişdirmesiyle da ünlüydü. Köyün nüfusuna göre değerlendirdiğimizde gerçekten hatırı sayılır üniversite mezunu vardı bu köyden. Kıbrıs Türk Toplumu’nda ünlü ve başarıya ulaşmış birçok insanın kendisi veya ailesi buralıdır.
      Özellikle Güzelyurt ve çevresindeki bölgelerde yaşayan insanlar arasında popüler olan ve senelerdir anlatılan bir fıkra vardır. Anlatılanlara göre, bir zamanlar Angolemli muzip bir mucit, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman savaş uçaklarının şöhretinden etkilenip köy halkına kendisinin de bu uçaklardan yapacağı iddiasında bulunmuş, karısının da yardımıyla kendince bir uçak yapmış ve evinin çatısından bu uçakla havalanmaya çalışmıştır. Tabi ki tahmin edeceğiniz gibi malesef başarılı olamamıştır. O zamandan beri de "Angolem Hava Yolları" Kıbrıslılar’ın geleneksel şakaları arasında yerini almış ve köyün ismi çoğu kez Hava Yolları’yla anılmaya başlamıştır.    

18 Nisan 2013 Perşembe


Karpaz Eşekleri (Hür Eşekler)

      Karpaz eşekleri, Kıbrıs Adası’nın Karpaz Yarımadası’na has, yerli ve yabancı hemen hemen herkesin büyük ilgisine mazhar olan yabani canlılardır. Dünyada belki de tek yabani eşek kolonisini oluşturan Hür Eşekler, turistlere değişik bir görüntü ve fotoğraf meraklıları için ise eşsiz malzeme oluşturmaktadırlar. Geçen yaz ben de bu fırsattan istifade etmek istedim ve birçok fotoğraf çektim. Ayrıca bu ziyaretim bu güzel canlıları daha yakından görmeme vesile oldu. Hür eşekler olarak da adlandırılmalarının sebepleri büyük ihtimalle Karpaz bölgesinin göz alıcı doğası arasında kendilerine özgür bir biçimde yaşam alanı yaratmaları ve alınan önlemlerle yaşamlarını daha kolay bir şekilde sürdürme imkanına sahip olmalarıdır.  
      Ekinlerini yediklerinden dolayı bölgedeki çiftçilerin hiç sevmediği ve adeta düşman kabul ettiği bu eşekler, özellikle Dipkarpaz köyü ile Apostolos Andreas Manastırı arasındaki yol boyunca sıklıkla görülebilir hale gelmişlerdir. Karpaz’ın yollarında dolanırken yolun her iki tarafında ve hatta bazen ortasında bölgenin nam yapmış eşeklerine rastlayıp, arabanın camını açarak eşeklerle iki üç dakika sohbet etmek mümkün J. Beklediğimizden daha evcil çıkan bu eşeklerin, yanımıza yaklaşıp kendilerini sevdirmeyi pek sevdiklerini farkettik. 
      Kıbrıs'taki  vahşi  hayat  ile  ilgili  araştırma  yapan çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgilere göre yüzyıllardan beri bu yabani eşeklerin Karpaz yöresinde yaşamlarını sürdürdükleri bilinmektedir. Kıbrıs’ın bazı siyasetçileri tarafından geçmişte ‘Saf Kıbrıslı’ olarak anılmaları da bu varsayıma destek oluşturmaktadır. Bu sevimli hayvanların varlığı ile ilgili ilk  kaynak 1878 yılına kadar gider. Kıbrıs’ın İngiliz Sömürgesi olduğu dönemlerde evcilleştirilmiş Hür Eşeklerin, dağlık veya tepelik alanlarda gezdirildiği ve geçtikleri yerlere yol yapıldığı da birçok Kıbrıslı’nın dilindedir. 
      Kıbrıs'ın sahip olduğu doğal zenginliklerinden biri konumundaki bu yabani canlıların bizden sonraki kuşaklara da aktarılabilmesi için bu konuya duyarlı olmamız gerekmekte ve bu hayvanların varlıklarının gelecekte tehlikeye girmemesi için her türlü saldırıya karşı çıkmamız gerekmektedir.